Bir sabah alarm sesini duymadan gözlerim açılıyor. Güneş ışıkları odamın camından içeri süzülmüş. Kuşlar cıvıldıyor. İçimi tarifsiz bir heyecan kaplıyor. Bugün her şey yolunda gidecek gibi. Ülke gündemi uzun süreden sonra ilk defa karanlık değil ve içimde bir umut kıpırdıyor. Bu yazıda seni bir günlüğüne de olsa mükemmel bir dünyaya götüreceğim. Sabah uyandığın andan gece uyuyana dek her anın pozitif ve huzur dolu olsun istiyorum.
Sabahın İlk Anı
Gözlerini tam açtığında odanda hoş bir koku hissediyorsun. Pencereyi açıyorsun. Temiz hava ciğerlerini dolduruyor. Komşun balkonda çayını yudumluyor ve sana gülümseyerek “Günaydın” diyor. Hiç kimse kapıda kavga etmiyor. Trafik sesleri yerine kuş cıvıltısı var. Mahalledeki ağaçlar yemyeşil. Hava tertemiz ve çiçekler mis gibi kokuyor. Kendini bir anda masal diyarında gibi hissediyorsun. Pencere kenarındaki saksıdaki sarı çiçeklerinin kokusu burnuna geliyor. Bi duşa girip çıkıyorsun ve duş sonrası hissedilen o ferahlık yüzüne bir tebessüm daha ekliyor…
Lezzetli Bir Kahvaltı
Mutfağa geçiyorsun. Buzdolabında taze meyveler, doğal ekmekler, organik bal ve taptaze peynir var. Hiç kimse üretim zincirini bozmadığı için gıda bolluğu yaşanıyor. Enflasyon yok, pestisit derdi yok, ata tohumlarımızdan üretilmiş en güzel domatesin salatalığın kokusu tarifsiz duygulara yol açıyor. Sağlıklı ekmekler kalın dilim halinde. Şeker katılmadan üretilmiş, en doğal ormanlarda yaşayan arıların yapmış olduğu bal, kaşığında elmas gibi parlıyor. Bir yandan kahveni yudumluyorsun, bir yandan da pencereden bahçedeki erik ağacına bakıyorsun. Kuşlar dallarda dans ediyor. Ev halkı da keyifle sofranın etrafında toplanmış. Kimse acele etmiyor. Telefon bildirimleri yok, sosyal medya yok, sadece sıcak sohbet ve kahkahalar var. Bu kahvaltı o kadar huzurlu ki zaman akıp gidiyor ama bir an önce dışarı çıkıp güne başlamak istiyorsun.
Sabah Yürüyüşü
Kahvaltıyı bitirdikten sonra ailenle vedalaşıp, gözlerinin içine bakarak gülümseyip hafif bir yürüyüşe çıkıyorsun. Ayakkabılarını bağladığın anda sokağın köşesine geldiğinde herkesin gözleri gülüyor. Çocuklar bisiklet sürmek için sokaklara taşmış. Dedeler parkta sohbet ediyor. Sokakta pislik yok. Çöp konteynerleri düzenli boşaltılmış ve geri dönüşüm tam tesis edilmiş. Kağıt, cam, plastik, organik çöpler için hazırlanmış çöp kutularına mahalle halkı doğru çöpleri kategorize ederek atmayı başarmış 🙂 Herkes saygı çerçevesinde yolunu buluyor. Hiçbir kavga, tartışma veya yol işgali yok. Trafik ifadesi bile garip geliyor. Arabalar kontrollü ve sakin gidiyor. Yayalar öncelikli. Kimse korna çalmıyor. Bisiklet kullanımı artmış, toplu taşıma araçları dinozor gibi dev gibi değil. Sessiz elektrikli otobüsler insanları noktadan noktaya konforla taşıyor ve yolcular tıkış tıkış değil, birbirini tanımayan insanlar bile güvenle sohbet edebiliyorlar.
Parkta Biraz Dinlenmece
Parkın kapısından giriyorsun. Koca çınar ağacının gölgesine oturmuş gençler kitap okuyor. Bir köşede yoga yapan bir grup var. Hepsi mutlulukla nefes egzersizleri yapıyor. Bir bankın üstünde yaşlı bir teyze el emeklerini sergiliyor. Yanına gittiğinde sana selam veriyor “Çocukluğumda…” diye anlatmaya başlıyor. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Herkeste huzur var. Hemen göl kenarına gidiyorsun. Su tertemiz. Küçük ördekler dalgaları süzerek yüzüyor. İnsanlar su kenarında etrafı pisletmeden ve yüksek sesle müzik dinlemeden oturuyor. Bir aile köpeğini gezdiriyor. Çocuklar uçurtma uçuruyor. Hiç kimse çöp bırakmamış. Park görevlileri sadece yardıma ihtiyaç duyulan anlarda yardım sunuyor. Altıncı his gibi bir dayanışma var. Herkes herkese saygı duyuyor.
İş Yerinde Mutluluk
Öğle olmadan iş yerine geçiyorsun. Ofise varır varmaz danışma personelinde bir gülümseme beliriyor. Herkese günaydın diyorsun. Çalışma ortamı öylesine ferah ki kalabalık masalar yerine ferah toplantı alanları var. Bilgisayarının başına oturuyorsun. Ekranda mail yağmuru yok. Yalnızca birkaç proje güncellemesi var. Patronun insanı yoran sunumlar yapmıyor. İş arkadaşlarınla kısa bir sohbet ediyorsun. Ofiste stres yok. Kapitalizm vahşi bir canavar gibi hayatı ele geçirmemiş. Herkes emeğinin karşılığını düzgün alıyor. Mesaiyi uzatma telaşı yok. Öğle yemeği için ofisin mutfağında birbirinden taze salatalar, sebze yemekleri, geleneksel lezzetler sunuluyor. Herkes sağlıklı beslenmeye dikkat ediyor. Çok lezzetli bir mercimek çorbası var bugün. Yardımlaşma hâkim. Çalışma arkadaşlarının hepsi seninle aynı havayı soluyor. Kimse kimseye çelme takmıyor ve kuyusunu kazmıyor. Patron zorbalığı ve satış baskısı yok. Toplantılar bile keyifli geçiyor. Ayaküstü espri yapan meslektaşların var. Sıkıcı sunumlar zorunlu değil. İş hayatı bir savaş alanı değil tam tersine huzur veren bir alan. At yarışı misali zalim mesai saatleri olmadığından, yeteri kadar çalıştıktan sonra geç olmayan bir saatte ofisten çıkıyorsun…
İş Çıkışı
İş çıkışı evine dönme yerine ara sokaklardan birine dalıyorsun. Orman var gibi ağaçlıklı bir cadde. Hava temiz. Kimse araç bırakıyor diye bağırmıyor. Karşıdan karşıya geçmek bir mücadele değil. Etrafta kültürel etkinlik duyuruları var. Akşam planı konser görmek istersen bir köşede duyurulmuş. Sinema salonlarında yer bulmak sorun değil. Bilet fiyatları makul. Kültürel hayata herkes eşit erişiyor. Birkaç adım ileride bisiklet kiralama istasyonu var. Çok düşük ücret ödeyerek bisiklet kiralayıp üstteki hırssa kapılmadan bisiklet sürüyorsun. Yol boyunca gençler kaykayla zıplıyor. Şehrin gürültüsü orada bile yok. Sanki dünya küçük bir köy gibi. İnsanlar birbirini selamlıyor. Kimse yabancıya ters bakmıyor. Böyle bir ortamda yürümek bile huzur veriyor.
Akşamüstü Dost Suareleri
Akşamüstü yakın bir kafe buluyorsun. Penceresi geniş. İçerisi sıcak. Kafenin köşesinde canlı keman sesi var. Baristalar gülümseyerek kahveni hazırlıyor. Elektrik sorunu yok. İnternet hızlı. Kimse kasmıyor.Kimse bir birini yargılamıyor, yadırgamıyor. Başı kapalısı da açığı da, kapalı giyineni de mini eteği giyeni de mutlu. Kimi birasını yudumlarken kimisi kahvesini tadımlıyor. Arkadaşınla buluşuyorsun. Gün boyu süren bu muhteşem günde herkesten mutlu haberler alıyorsun. Birçok arkadaşın güne zinde başlamış. Bazı arkadaşların yardıma muhtaç birilerine yardım etmiş. Yardıma muhtaç insan hemen destek bulabiliyor. Farklı geçmişleri olan insanlar bir arada. Ayrımcılık yok. Her kesimden kişi birbirine el uzatıyor. Kafenin menüsünde vegan seçenekler, glutensiz tatlılar, organik içecekler var. Çağdaş bir dünya burası. Bir arkadaşın ekmek fırını işletiyor bugün. Sana sıcak bir ekmek ikram ediyor. “Senin mutfağında ekmek yapsam bile bu kadar taze olmaz” diyorsun gülerek.
Akşam Yemeği ve Eğlence
Akşam yemeği buluşmaları için dışarı çıkıyorsun, artık akşamları ve hatta geceleri bile bu ülkede güvenli. Polis arabalarını bile nadiren görüyorsun çünkü pek ihtiyaç yok. Trafik akıyor. Garsonlar nazik. Restoran menüsünde yerel lezzetler yabancı kültürlerden gelen tatlarla birleşmiş. Herkes sofrada şakalaşıyor. Akşam yemeğindeki ışıklar loş ama iç ısıtan nitelikte. Müzik seviyesini sen ayarlayabiliyorsun. Alkollü seçenekler dengeli. Mekan çalışanları güler yüzlü. Hesap makul. Hiç kimsenin cebine haksız yük binmiyor. Kültürel zenginliklerin sunulduğu bir restorandasın. Tabakta sanat var.
Gece Yürüyüşü
Yemeğin ardından sahile iniyorsun. Deniz kenarındaki yürüyüş yolunun ışıkları tam kıvamında. Şehir yönetimi çöple mücadeleyi kazanmış. Kumsalda yürürken ayak izlerini kumda bırakıyorsun. Deniz dalgaları romantik bir melodi gibi kulağına çalınıyor. Gökyüzünde yıldızlar adeta dans ediyor. Yanında bir park var. Parkın ışıkları dizili. Çocuklar salıncakta sallanıyor. Gülücükleri sahile kadar taşınıyor. Sessiz bir gece. Kimse gürültü yapmıyor. Huzur her adımda eşlik ediyor sana. Sigara içerek dumanı suratına üfleyenler, 20 metrede bir nargile içenler yok. Uyuşturucu kullanan ve satan yok. Huzur var.
Yıl Boyu Mutluluk
Bu bir günlük hikâye değil aslında. Tüm yıl böyle. Ekonomi iyi gitmiş. Kurlar dengede. Enflasyon minimum. Herkes geleceğe güvenle bakıyor. Yatırımcılar gurup manasında etrafında dönmüyor. Suç oranı sıfıra yakınmış. Hırsızlık olmaz. Sadece hırsızlık değil dolandırıcılık da neredeyse sıfırlanmış. İnsanların kalbinde umut var. Hastaneler var ama hasta sayısı yokmuş diyebiliriz. Sağlık sistemi öylesine kusursuz işlemiş ki hastalıklar pandemiye dönüşme ihtimali bile taşımıyor. Yoksulluk yok. Kimse aç kalmıyor. Sığınma evleri kapatılmış. Çünkü dayanışma o kadar kuvvetli ki kimse sığınma evine ihtiyaç duymuyor. Herkes işinin başında. İşsizlik yok. İş ilanları kapısını çalan herkes için var. Üstelik çalışma saatleri insanı yormayacak şekilde düzenlenmiş. Ücretler emeğe göre verilmiş. İş güvenliği tam. Adaletsizlik yok, haksız yere hapse atılmak yok. Siyasilerin kavgaları ve halkı kutuplaştırmaları yok. Doğaya önem verilmiş. En ufak bir çevre kirliliği bile hemen temizlenmiş. Nehirler tertemiz akıyor. Havanın tadı enfes. Dağlar yemyeşil. Ormanlar kuş cıvıltısıyla şenlenmiş. Şehirler nefes alıyor.
Toplumsal Dayanışma
Köylerdeki yaşlı insanlar evinde yalnız kalmıyormuş. Komşular düzenli ziyaret ediyormuş. Kreşler ücretsiz. Eğitim sistemi öyle iyi ki öğrenci geri kalmıyor. Üniversiteler dolu. Gençler geleceğe umutla bakıyor. Sanatçılar her köşe başında canlı performans sergiliyor. Mahalle tiyatroları var. Kütüphaneler pırıl pırıl. Kitap kurtları sabaha kadar kitap okuyor. Spor etkinlikleri mahalli bazda saatlik düzenleniyor. Evin önündeki halı saha tıklım tıklım dolu. Kimse futbol oynayacak saha aramıyormuş. Mahalle arasındaki yoga grupları gün doğumunda bir araya geliyormuş. Parkta bisiklet turu yapmak sıradan bir aktivite sayılıyormuş. Çocuklar doğa ile iç içe büyüyormuş. Herkes temiz hava soluyormuş. Hastalık yerine zindelik hükmetmiş. İsteyen dini vecibelerini özgürce yerine getirirken, namazını kılıp hacca gidebilirken isteyen de istediği her ne ise ona inanıyor.
Teknoloji ve İnnovasyon
Bu güzel gün sadece sosyal hayatla sınırlı değil. Teknoloji adilce dağıtılmış. Her köyde fiber internet var. İnnovasyon merkezleri şehirlerin her noktasına yayılmış. Yazılım geliştiriciler gurup halinde çalışıyor. Ülke kendi yerli teknolojisini üretmiş. Hiçbir ülke teknolojide bağımlı değil. Elektrik kesintisi diye bir kavram tarihe karışmış. Her ev güneş panelleriyle enerji üretiyormuş. Rüzgar enerji santralleri dağ başlarında gümbür gümbür çalışıyormuş. Doğa zarar görmemiş. Şehirler doğaya saygı duyarak inşa edilmiş. Öyle ki çatı katları bile bahçeyle kaplıymış. Ulaşım sistemleri elektrikli araçlarla tıkanma olmadan sürüyormuş. Yük trenleri çöllerden geçerek malları adilce dağıtıyormuş. Kimse yakıt çile çekmiyormuş.
Gün Batarken
Güneş batarken gökyüzü pembe ve turuncu tonlarla boyanıyor. Ufukta denizle gökyüzü birbirine karışmış. Bir süre sadece manzarayı izliyorsun. Hiçbir sorumluluk aklına gelmiyor. Gelecek günlerde de her şey yolunda gidecek gibi hissediyorsun. Akşam yemeği için evine dönüyorsun. Kapıyı açık buluyorsun çünkü anahtar traşlanmasın derdi yokmuş. Evde sevdiklerin seni bekliyor. Yemek hazır. Akşam yemeğinden sonra açık hava sinemasına gidebilirsiniz. Kimse ücret talep etmiyor. Film projeksiyonları gökyüzüne yansıyor. Herkes battaniyesiyle toprağa oturmuş. Şekerlemeler taze. Mısırlar çıtır çıtır patlıyor. Filmin sonunda insanlar birbirine sarılıyor. Buz gibi bir su gibi huzur içindesin.
Bu yazıda anlattığım her şey bir masal gibi gelebilir. Ama umut etmeyi bırakmayın. Kötü giden her şey düzelebilir. Ekonomi tekrar rayına oturabilir. Suç oranı azalabilir. İnsanlar dayanışma ortamında yaşayabilir. Bu kötü ülke gündemindeki kaosun yerine bir gün böyle günler gelebilir. Hayal kurmaktan korkmayın. Bu hayal bile insana nefes aldırır. Bugün biraz olsun yüzünüzde bir tebessüm belirdiyse ne mutlu bana. Yarın hepimiz daha iyi bir ülkede mutlu günler göreceğiz diye umut ediyorum. İyi akşamlar ve tatlı rüyalar dilerim.